Ana Sayfa Faaliyetlerim 29 Ekim 2013 568 Görüntüleme

Beykoz Olay Gazetesinde yayınlanan Makalem “TANINIRLIK ve BİLİNİRLİK”

Kişiler neden tanınmak ister? Kurumlar isteyebilir, markalar zaten ister, bazıları yaptıkları işlerle tanınırlar, bazıları ise topluma yaptığı hizmetler veya verdiği zararlar ile tanınırlar. Birçok yolu var bu tanınırlığın ama şahıslar neden ister? Daha çok siyasiler, bazen de hızlı zengin olmuş iş adamları, nadiren de yaptığı işler topluma mal olmuş, ölümünden sonra bile birçok kişiye asırlar boyu hitap edebilen eser sahipleri tanınmak isterler. Bu tanınırlık şahısların toplum içinde öncelikle sivil toplum kuruluşlarında sonrasında veya bazen aynı anda siyasi makamlarda yer alması için gereklidir. Zaten özellikle siyasileri seçiciler de, bu tanınırlık ve bilinirlikle kendi kanaatleri doğrultusunda seçerler.

Şimdi gelelim bu tanınırlık nasıl oluşur ona bakalım. Öncelikle geçmişini bilen yakın çevrende saygın bir kişi olman gerek, sonrasında STK larda görevler yaparsın stk üyeleri başta olmak üzere faaliyetlerini duyanlar veya katılanlar tanır. Bu öyle bir faaliyetle de olmaz yıllara sair bir çalışmadır. Yani emek ister, sabır ister. Siyasi olarak çalışmalara katılırsın, inisiyatif ele alır, öne çıkmaya çalışırsın ve hiçbir görevden kaçmadan her görevi canla başla yaparsın. O zaman partililerin başta olmak üzere hemşerilerin tarafından takdir edilir ve tanınırsın. Bu da pek öyle bir sefer seçim çalışmalarında bulunmakla veya ara sıra canın istediği zaman çalışıp çalışmamakla olmaz, istikrar ister, zaman ister, sabır ister. Hele hele yeni zengin olmuş işadamı pozlarıyla etrafındakilere özellikle yiyecek içecek jestleri yaparak olsaydı bu tanınırlık, bütün uyuşturucu kaçakçıları holding yönetir, siyaseten her türlü başkanlığı elde edebilirlerdi. Demek ki para ile olmuyor. Onlar sonradan başka şekilde tanınıyorlar, istisna da olmuyor maalesef.

Aday adaylarımızın neredeyse hepsi seçime kadar her eve girileceği, herkesin elinin sıkılacağı gibi söylemlerde bulunmaktalar. Bunu da çok çalışmak anlamına getirmekteler. Bugüne kadar kapısının önünden bile geçmediğiniz eve girseniz ve sıkmadığınız eli sıksanız bile seçim tarihi yaklaşırken bunun samimiyetten yoksun olacağı bir gerçektir. Oysa arada sıra bile olsa rastlaştığınız, selamlaştığınız, bir komşusunun veya arkadaşının övgüyle bahsettiği kişilerden seçilen adaylarımızın seçimi kazanma yolunda büyük rol oynayacağı açıkça görülmektedir. Bu da zaman ister, emek ister, sabır ister, süreklilik ister.

Basit bir ölçme değerlendirme yapalım. Nüfusumuzun %68’i 30 yaşın altında olduğunu ve bu nüfusun seçmen olan bölümünün neredeyse hepsinin sosyal medya kullanıcısı olduğunu hepimiz biliyoruz. O zaman kaç adayın facebook, twitter başta olmak üzere kişisel web sayfaları var? Bu sosyal medya platformlarında hangi adayın kaç takipçisi veya arkadaşı ve hatta beğeneni var? Daha basit bir örnek dünyada en çok kullanılan arama motoru google’da adayın adı soyadı yazıldığında kaç sonuç bulunabiliyor? Hiç bakmayı denediniz mi? Bazı adayların çok fazla tanıyanı, bileni, beğeneni ve takipçisi varsa öyle birden olmuyor bu sonuçlar. Zamana ve istikrara bağlıdır bu tanınırlık, emek ister, sabır ister. Emek de bizim için özellikle en yüce değerdir. Ülkemizin aydınlık geleceği, milletimizin refahı ve bağımsızlığı için en küçük emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım.

29 Ekim 2013

Gökhan Taneri VURAL

info@gokhanvural.com

www.gokhanvural.com

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | AnatoliaWeb